brings everyone together: ohababa!


Frida Kahlo'nun otoportresinin yanına bir ayna yerleştirilmiş olduğunu görürsünüz.

15 Jan 2025, 01:27
news media

The Museum of Modern Art 'ı ziyaret ettiğinizde Frida Kahlo'nun otoportresinin yanına bir ayna yerleştirilmiş olduğunu görürsünüz.

Belli ki müzenin küratörleri otoportrelerin en ikonik figürüne yalnızca bakıp geçmenizi istemezler.

Şartlar ne olursa olsun hayata tutunmuş, ilerici, sanatı vasıtasıyla paylaşımcı ve özgün bir kimliğe sahip Frida'ya dikkat kesilmenizi isterler hatta yanındaki çerçeveye yerleştirdiğiniz kendi görüntünüze, belki de bir başka açıdan bakıp, özdeki otoportrenizi çıkarmanızı tavsiye ederler, bence.💙🤗

✨️✨️

Türkiye'de yaşayan Japon bir arkadaşım var. Tomoko'yla sohbet etmekten çok hoşlanıyorum çünkü hikaye anlatarak konuşmayı seviyor.
Kullandığı metaforlar, farklı bir kültüre ait daha önce hiç duymadığım hikayeler, konuşurken kendi dilinden ilave ettiği tuhaf sesler, tonlamalar, o ritim ile birleştiğinde söylemek istediklerini pekiştiren anlatısı çok ilgimi çekiyor.

Uzun zamandır burada yaşadığı için kültürümüze aşina ve kendi kültürünü yansıtma konusunda bonkör olduğundan hem ortaklıklarımızdan hem de farklılıklarımızdan besleniyorum.

Başlıyor anlatmaya;

"Bir samuray, bir kış günü tapınağına gelir ve ricada bulunur:
"Hasta ve yoksulum ve ailem açlıktan ölüyor, lütfen efendim bize yardım edin."
Tapınaktaki rahibin hayatı da zorluklarla doludur ve verebilecek hiçbir şeyi yoktur. Tam samurayı geri göndermek üzereyken, meditasyon salonundaki Buda’nın heykeli aklına gelir. Heykele gidip başındaki altın hareyi kopartıp samuraya verir. "Bunu sat, seni bir süre idare eder." der.

Şaşkına dönen ama çaresiz samuray hareyi alıp gider.

Rahibin müridlerinden biri bağırır, "Efendim Buda'ya bir hakarettir. Bunu nasıl yapabilirsiniz?"

"Hakaret mi? der Rahip, ben sadece sevgi ve merhametle dolu olan Buda’nın zihnini, tabiri caizse işe yarar hale getirdim. Esasen bu zavallı samurayı duymuş olsaydı Buda’nın kendisi onun için bir uzvunu keserdi" der.

✨️✨️

Çok çok basit ama çok çok düşündüren bu hikaye bana, bizim kadim öğretimiz içinde yer alan;
"Veren el, alan elden üstündür. Vermediğin gider, verdiğin seninle gelir." düsturunu hatırlatıyor.

Hikayeye dönersem; verecek hiçbir şeyin olmasa bile yeniden bir bak, her zaman için verilecek bir şey bulacaksın demiyor mu?

Demem o ki, sizce de bu bir tavır meselesi değil mi?
Yani;
Hiçbir şey veremesen bile en azından gülümseyebilirsin.
Hiçbir şey veremezsen bile azından o kişi ile birlikte içtenlikle oturabilirsin, sesine kulak verebilir, ellerini tutabilirsin.

Kim bilir belki de esas mesele bir şey vermekle ilgili değildir, bu tamamen verebilmekle ilgili bir meseledir...👋

Yazar: Onur Küçükkaramıklı (Alıntıdır.)

rococo
Follow
like to news 
dislike to news